BİR MİTİN KARANLIK VE SİSLİ GEÇMİŞİNİN ARDINDAKİ AHLAK: “ MEDEA’YA GÖRE AHLAK”

Dt. Seyfettin BABAT

Sosyolog- Aile Danışmanı 


BİR MİTİN KARANLIK VE SİSLİ GEÇMİŞİNİN ARDINDAKİ AHLAK:
 “ MEDEA’YA GÖRE AHLAK”


Ataerkil bir yapıya sahip olan Antik Yunanlılarda kadın; erken yaşlarda evlendirilen, doğuran,  evinde çoluk çocuğa ve barbarlığı ile övünen kocaya bakmakla yükümlü, toplumsal yaşama katılması hoş görülmeyen ve kendine biçilmiş rolü yaşayan önemsiz ve çoğu zaman kötücül bir figürdür sadece. Kadın kendini biçilen bu rolü yaşamalıdır. Aksi düşünülemezdi.





Euripides, ilk defa M.Ö 431 yılında sahnelenen “Medea” oyununda Medea’yı aşkı uğruna babasına ve ülkesine ihanet eden ve hatta bu uğurda kardeşini katleden bir savaşçı, iksir ustası, kocasını deli gibi seven ve onun kariyeri için birçok şeyi göze almış bir kadın olarak sunmuştur. Yiğitliği anlatılsa da kadın olmaktan kaynaklanan kötücül rolleri daha fazla ön plana çıkarılmıştır. Erkek egemen dünyaya başkaldıran bir karakter olan Medea, oyunun birçok yerinde göçmenliği, dik kafalılığı ve mücadeleci tavrı yüzünden aşağılanır. Ama bu da yetmezmiş gibi, bir söylentiye göre yazarı da ihanet etmiştir kadın kahramanına. Medea kendisini terk eden kocasından intikam almak için onun soylu sevgilisini(metresi) ve babasını öldürür. Bunun üzerine kralın akrabaları peşine düşer. Kadın kaçar. Ancak çocukları geride kalmıştır ve acı sondan kurtulamazlar, öldürülürler. Yine söyleyenlerin aktarıcısıyım, toplumsal yapıya aykırı bir karakter olan Medea’nın lanetine lanet katılması ve Atinalıların yüceltilmesi için Euripides’e para verilir, o da hikâyenin sonunu değiştirir. Medea, oyunda çocuklarını kendi elleri ile öldürerek asırlar boyu sürecek bir lanet ve kutsala ihanetle yaftalanır. Euripides, oyununu burada bitirir. Medea, kanatlı yılanların çektiği bir arabada çocuklarının cansız bedenleri ile bulutların arasında kaybolur.

Euripides
Athena Farrokhzad
         Athena Farrokhzad’ın yazdığı “Medea’ya Göre Ahlak” oyunu işte tam da buradan sonra başlar. Tragedya yaşanmış ve bitmiştir. Medea, kendine biçilen rolü oynamıştır. Çünkü, “Birinin bu rolü oynaması gerekiyordu.”

Ancak kimdir Medea?

Medea bir insandır,

Medea bir göçmendir

ve Medea bir kadındır.

Aynı zamanda çocuklarının katili bir cani annedir, dünyadaki en önemli kutsallardan birini ters yüz etmiştir.

Hayat veren, doğuran bir kutsalken, can alana dönüşmüştür.

Farrokhzad, Medea’yı ve onun yaptıklarını bir masaya yatırmıştır, hem yıkabilen hem de inşa edebilen taşlarla dolup taşan bir masaya.




Oyun başlar ve Medea, masanın başına oturur. Seyirciler arasında, cinsiyetinden pek emin olamadığımız yer yer çocuksu, lakayıt tavırlı, kaypak, yargılayıcı, etiketleyici bir de  “ahlak” abidesi vardır. Ahlak karakteri, mevcut toplumsal düzen içindeki gelenek, görenek, inançlardan beslenen bir sesle konuşur. Seyirciyi de kendine katılmaya davet eder. Genel anlamda ahlak da böyle değil midir? Toplumsal yaşamın, düzenin gerektirdiği bir şekilde devamı için, çoğunluğun desteğine ihtiyacı vardır. Ahlak, toplumsaldan bireye yönelik hegemonik tarzda bir sosyalleşme sürecinde bireyde yer edinir. Bu edinim, farklılıklarımız sayesinde bireyselleşir. Kişiye göre ahlak, aynı kişiye göre farklı durumlarda farklı ahlak, işimize geldiği gibi ahlak, bir şehirde ahlak, bir köyde ahlak, evde ahlak, iş yerinde ahlak, yaşa göre ahlak, cinsiyete göre ahlak…

Ahlaki olan veya olmayan her eylemde mutlaka bir fail vardır. Failler, seçimlerinde özgürdürler, yani öyle söylenir. Toplumsal yaptırımlar, dayatılan yaşantılar, ekonomik baskılar, sunulan vaatler hep göz ardı edilir. İşte bu yüzden “Medea’ya Göre Ahlak” oyununda Medea, ilk taşı çocuklarını öldüren bir annenin atmasını söyler. Ama yine Medea yaptıklarına şöyle yanıt verir: “Haksızlığa uğramış olabilirsin fakat bu yaptığını haklı çıkarmaz.”



Ahlakın iki, hatta çok yüzlülüğünü keşfeden Medea, ahlakın yani toplumsalın kendine dayattığı bir rolü oynamak yerine tüm sorumluluğu üstlenerek kendi rolünü oynamaya başlar. O öfkeli, kandırılmış bir insandır; o bir kadındır, sevmiş sevilmiş, doğurmuş, ihanete uğramış; o bir mültecidir, aşkı uğruna babasına, ülkesine ihanet etmiş Yunan topraklarına gelmiştir. Ama haksızlıkları kabullenmek yerine kendince çözümler üretmiştir, herkesin yaptığı gibi. Erkek egemen bir dünyada erkeklerin ailelerini katletmeleri, barbarlık düzeyindeki şiddetleri çoğu zaman mazur görülüp yüceltilirken, kadınlara aynı anlayış gösterilmemiştir. Medea da tüm bunları göze alıp, erkin kendine biçtiği rolden sıyrılmaya çalışır.

Feminist bir bakış açısıyla ahlakın göreceliğini sorgulayan bu oyunun yönetmenliğini Yeşim Özsoy gerçekleştirmiştir. Şenay Gürler de birinin oynaması gereken Medea rolünü hakkını vererek canlandırıyor. Kostüm,  makyaj ve giysi tasarımındaki bütüncüllük Şenay Gürler’in etkili, abartısız, ama karakterin yüzyıllardır biriktirdiği öfkeye yakışır oyunculukla birleşince biz de uzun yıllar unutulmayacak bir Medea karakteri izleme şansı yakalamış olduk. Duygular arasındaki abartısız gidiş gelişleri kahramanı hem sahici kılmıştır, hem de ona karşı gereksiz bir sempati duymamızı engellemiştir. Şenay Gürler oyun boyunca, Medea’nın kadınlığı üzerine inşa edilen tüm toplumsal cinsiyet kalıplarını üzerinden atarak oyun sonunda yaptığı her şeyin ardında duran biri haline dönüşüyor. Seyirci o rollerin ardında sadece bir kadını görünce şaşırmıyor. Haksızlığa uğramış, ama yaptıklarında haklı olmayan, yine de tüm bunların arkasında durabilen bir kadın

Eline geçirdiği her fırsatta Medea’nın bir çocuk katili olduğunu haykıran, kaypak, çok yüzlü ahlak rolünde izlediğimiz Özgün Çoban da oyunculuğu ile göz dolduruyor. Seyirciyle etkileşim içinde olması oyunun sürprizlerinden biriydi. Ahlak, seyirci ister, yandaş ister çünkü. Sesini ve bedenini ustalıkla kullanan genç oyuncu sahnede daha da devleşiyordu.



Ses, ışık ve dekor tasarımı oyunun mitsel havasına çok uygundu. Özellikle durum ve duygulara eşlik eden ışık, çok etkileyiciydi.

Mutlaka izlenmesi gereken bir oyun.

Emeği geçen herkesi kutluyorum.

 



 

MEDEA’YA GÖRE AHLAK

Yazan: Athena Farrokhzad

Yöneten: Yeşim Özsoy

Oyuncular: Şenay Gürler, Özgün Çoban

Çeviren: Ali Arda

Dramaturji: Ferdi Çetin

Koreografi: Tuğçe Ulugün Tuna

Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter

Dekor ve Kostüm Tasarımı: Melis Hafızoğlu

Müzik Tasarımı: Gökçe Uygun

Afiş Tasarımı: Burçak Beşlioğlu

Video Teaser: Özgürcan Uzunyaşa

Reji Asistanı: Ezginur Köycü

Uygulayıcı Yapımcı: Nezih Cihan Aksoy

Teknik Koordinasyon: Umut Rışvanlı

Fotoğraflar: Noyan Ayturan

Işık Operatörü: Uğur Aksu




Yazarımız hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız

BİR MİTİN KARANLIK VE SİSLİ GEÇMİŞİNİN ARDINDAKİ AHLAK: “ MEDEA’YA GÖRE AHLAK” BİR MİTİN KARANLIK VE SİSLİ GEÇMİŞİNİN ARDINDAKİ AHLAK:  “ MEDEA’YA GÖRE AHLAK” Reviewed by Seyfettin BABAT on Nisan 20, 2023 Rating: 5

4 yorum:

  1. Henüz lisedeyken sanırım Atatürk Kültür merkezinde izlemiştim Medea'yı ve çok etkilenmiştim. Bu oyunu da izlemek isterdim. Tüm mitolojileri okumayı çok seviyorum ve hem evrensel hem de zamansız olduklarını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyunculuklar ve dekor da baya iyiydi.İnsanı sorgulatan bir oyun.Dilerim yurt dışında da oynanır.

      Sil
  2. Ben de Medea da ne diyordum.. İnsan, göçmen, kadın ve sanmıyorsam bir de feminist.. :) Yazıdan ve Yeşim Özsoy'un yönetmenliğinden çıkardığım sonuç bu.. Umarım yanlış anlamamışımdır.. Tiyatroya çevrilmesi de güzel olmuş.. Emeğinize sağlık.. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Feminist etiketi yapıştırabilir miyiz bilemedim ama toplumun düşüncelerine ters düştüğü aşikar.
      Teşekkür ederiz :))

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.