2004 yılı yapımı bir İtalyan filmi olan Prime Amore, yeme
bozukluğunun yanı sıra romantik
ilişkideki psikolojik şiddeti
de anlatıyor. Filmin baş rol oyuncusu Vittiro, mükemmeli arayan, takıntılı bir
adam. Tek hayali, kafasındaki mükemmel beden ölçülerinde olan bir kadınla beraber
olmak. Bu amaç doğrultusunda Sonia
adında bir kadınla tanışıyor. İlk buluşma maalesef bir hayal kırıklığı oluyor.
Beklediğinden daha kilolu buluyor Sonia’yı ama manipülatif yapısıyla onu
değiştirebileceğine inanıyor. İşte olayın vahameti de bu şekilde başlıyor.
Film biraz durağan ilerliyor. Durağanlığa takılmadan ilerleyebilirseniz kabul görmek, mükemmel olmak, aşırı fedakarlık, kusurluluk, değersizlik, başarısızlık gibi bir çok şemanın nasıl işleyebildiğini fark edebilirsiniz. Bu filmi izledikten sonra kendinizdeki hayatı zorlaştıran kalıplar üzerinde de düşünebilirsiniz.
Çocukken yemek yemediğim için defalarca tokat yediğimi hatırlayınca,yemek
yeme ya da yememe konusunda toplum olarak psikolojik şiddet görmemiş insan
sayısının az olduğunu düşünmekteyim.
Bedensel imajımız insan olmak için tek başına yeterli değildir. Bizler öncelikle her halimizi sevmeye gayret eder ve kendi var oluşumuzun arkasında durabilirsek, daha sağlıklı hayatlar yaşabiliriz belki. Ne dersiniz?
Bu filmi izleyebilir miyim bilemedim. Ama çok önemli bir konuyu işlediği muhakkak. Bilgilendirme için çok teşekkürler sevgili Yurdagül.
YanıtlaSilUzun süredir bloguma giremedim.Çok teşekkür ederim değerli yorumun için :)
Siloooo bloguna uğramışsıın :)
YanıtlaSilAralarda uğruyorum :)
Sil