Bir yıl önce kendi facebook sayfamda “Müslüm” üzerine
yazmıştım aşağıda okuyacağınız yazıyı.
Yurdagül Hanım, bu yazının blogta da olmasını çok istedi. Onu
kırmadım ve sizlerle paylaşıyorum.
Bin sevgi ve selamla…
Bugün "MÜSLÜM" filmini izledim ve film üzerine
oldukça uzun bir yazı yazdım.Okumak isteyenler için aşağıda paylaşıyorum.
NOT: Dİkkat film hakkında ipuçları (spoil) içerebilir!
“MÜSLÜM” FİLMİ ÜZERİNE
Yazıya başlamadan önce şunun altını çizerek belirtmeliyim:
Müslüm Gürses’i 2000’li yılların başına kadar hiç dinlemedim. Tarzı ve müziği
adına söz söyleyecek bilgi ve donanıma sahip değilim. Bu yazı sadece “Müslüm”
filminin ana karakteri olan “Müslüm Gürses” ve hikâyede anlatılanlardan yola
çıkılarak kaleme alınmıştır. Ayrıca içerdiği kimi genel ve aile içi şiddet
sahnelerini sadece bir durum tespiti yapmak amacıyla ele alacağım. Film 13+
kategorisinde izleyiciye sunulmuştur. Şiddetin hiçbir türünü onaylamadığımı ve
haklı bulmadığımı da söylemek isterim.
Öncelikle filmin senaryosunu yazanları (Hakan Günday, Gürhan
Özçiftçi) kutluyorum. Hikâyenin başlangıcı için yaptıkları seçim, çok yerinde
olmuş. Filmin ana karakterinin geriye dönüşlerle anlatıldığı çocukluk ve
ergenlik dönemi, Müslüm’ün kişiliğindeki masumiyeti, sevgiyi, sevecenliği,
saflığı anlatmak için oldukça fazla imkan sağlamış. Çünkü yaşamının ileriki
dönemlerinde her şey değişecektir “ cehennemde yaşayacaktır” ve bundan kaçması
neredeyse olanaksız hale gelecektir. Annesiyle kurduğu bağlanma tarzı,
annesinin şefkatine ve koşulsuz sevgisi üzerine kurulmuştur. Ama bu güzel
anlar, yaşamının ilerleyen bölümlerinde elinden alınacaktır, ona karşı duyduğu
sevgi hep eksik kalacak ve bunu hayatı boyunca arayacaktır.
Geleneksel bir ailenin çocuğu olan karakterimizin yaşadığı
aile içi şiddetin dozu gittikçe artan bir ivmeyle anlatılırken, onun bu şiddet
karşısında insan kalmak için verdiği mücadele Tanrı vergisi yeteneği sayesinde
belki de biraz kolaylaşacaktır. Ancak şartlar ağırdır, aile fertleri ayakta
kalmaya çalışırken bir taraftan da “ani tepkide bulunan, olgunlaşmamış, katı,
ben-merkezci kişilik özellikleri” gösteren bir babaya da direnmeye çalışırlar.
Babanın şiddeti filmin ilk yarısında gittikçe artan eğilim gösterir. Filmde
bahsedilmese de, psikoloji alanında yapılan çalışmaların büyük bir kısmına göre
babanın da çocukluğunda şiddete maruz kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu tanıklık ve yaşantılar kimlik arayışı içinde olan bir çocuğu ve ergeni
elbette çok olumsuz etkileyecektir. Oyun oynama şansını yakalamadan yetişkin
bir birey olma talihsizliği ana karakterin kendisi tarafından dile getirilir.
Üçüncü sayfa hikâyelerinde rastlayacağımız bir trajedi
sonunda babasının yerini alan Müslüm’ün en büyük korkusu, babası gibi olmaktır.
Oldukça simgesel bir sahneyle de altı çizilir bunun. Çaresizlik karşısında
yapabildiği tek şey babası gibi olmaktır. Filmin ilerleyen bölümlerinde babası,
Müslüm’e kendisine benzediğini söyler. Bu, Müslüm’ün zihnine bir hançer gibi
saplanır, peşini bırakmaz.
Film, bir trajedide göreceğimiz her şeyi sunuyor. Birçok
eleştirmen, kurgusal bir hikâye olsaydı bu kadarı da olmaz dedirtecek cinsten
olayların art arda sıralanması kabul edilemez bir şey olurdu, diyor. Ancak
filmin gerçek bir hikâyeden uyarlanmış olması hikâyeyi kabul edilebilir
kılıyor, yaşantıya tanıklık ediyor ve izliyorsunuz.
Filmin açılış sekansı, kahramanın yaşam hikâyesinin
ortalarıdır. Geçirdiği bir kaza sonunda bir kulağı duymaz, burnu koku almaz
olur, şarkı söylemesi bile yasaktır. Bu bölümden sonra kişiliğinde ortaya çıkan
kimi olumsuzluklar (öfke patlamaları, şiddete yatkınlık, bağımlılık vb.) bana
1842’lerde yaşamış ve iş kazası geçirmiş Phineas Gage’in yaşamını anımsattı.
Phineas Gage |
Filmin bir diğer önemli karakteri Muhterem’dir. Filmde pek
yer verilmese de zor yaşantılardan geçmiş, ama kendisinin deyimiyle mutlu
olmayı seçmiş bir kadındır. Bunu da sevdiği erkeğe karşı bir kabulleniş, bir
baş eğiş ile sağlayacağını düşünmüştür. O da Müslüm kadar incinmiş bir ruhtur.
Müslüm, onu yıllar öncesinde filmde görmüş, unutamamıştır. Annesi gibi şefkatli
ve sevilmek isteyen bir kadındır, başkaldırmayan, hak edene koşulsuzca sunacağı
sonsuz bir sevgiyi taşımaktadır. Müslüm ise babası gibi olmaktan korkan bir
adamdır.
Farklı zamanların yitik ruhları hiç beklemedikleri bir
zamanda birbirlerini bulur, kendi mutluluklarının kurallarını kendileri koyar,
öyle bir ilişki yaşarlar. Doğruluğu ve yanlışlığını tartışmak yerine filmde
yine sadece tanıklık ederiz. Çünkü her şey yaşanmış ve bitmiştir.
Müslüm Gürses’in yaptığı müziğe gelince, konunun uzmanları
ve toplum bilimciler bununla ilgili çok şey yazdılar çizdiler. Toplum bilimci
olma yolunda ilerleyen biri olarak ancak şunu söyleyebilirim: Her toplumsal
olgu kendi dönem gerçekliği ve yaşantısı içinde değerlendirilmelidir. Arabesk
müzik, o dönem yükselişte olan bir müzik türüydü. Kendi gerçeklikleriyle
yüzleş(e)meyen, yüzleşmekten kaçınan, diğerleri tarafından görmezden gelinen
bireyler o müzik ve sözlerle, dile getir(e)medikleri isyanlarını yaşadıkları
söylenir genelde. Haklı olabilirler. Ama her birimizin bir kaçışı olduğu gibi
onlar da bunu seçmişlerdi.
Filmdeki bir sahne tuhaf bir şekilde Freud’un ödipal
karmaşasını da çağrıştırdı bana. “Babama benzerim,” korkusuyla çocuk sahibi
olmayı istememiştir. Ancak hayranlarının “Müslüm Baba” diyerek bağırlarına
bastıkları kahramanımız bir hayranı tarafından sahnede bıçaklanıyor. Amacı onun
şan ve şöhretini ele geçirerek anneyle bir olma isteği değildi kesinlikle, ama
olgunlaşmamış bir kişiliğin, Freudiyen bir söylemle ödibal karmaşayı atlatamamış
bir gencin, bunu gerçekleştirmek isteği gibi geldi bana. Evinde şiddet gördüğü
bir baba figürü yerine, özdeşleşmek istediği bir baba figürüne saldırdı
hayranı. Bunu bilinçli yapmadı kuşkusuz, içinde bulunduğu ortamın etkisi,
kişilik yapısı da etkiliydi. Olay sonrasındaki sudan çıkmış balık şaşkınlığı da
bunu vurguluyor gibiydi.
Senaryo yazarları, Müslüm’ün yaşamındaki kişilerle
yaptıkları görüşmelerden sonra kaleme almışlar hikâyeyi. Hikâyenin kurgusunu
çok beğendiğimi söyleyebilirim. Bunca cehennem yaşantısına rağmen varılan bir
başarı öyküsünü güzel anlatmışlar.
Yönetmenler (Ketche, Can Ulkay) bu hikâyeyi oldukça güzel
bir sinema diliyle aktarmışlar. Özellikle Müslüm’ün şarkı söylerken “poz”lardan
oluşmuş görüntülerini (kurguyu yapanın da ellerine sağlık) öyle kısa planlarla
art arda sıralamışlar ki, oynayanın gerçekten Müslüm Gürses olduğu duygusu
yaşıyorsunuz. Timuçin Esen’in oyunculuk performansın da hakkını vermek
gerekiyor ama. Zerrin Tekindor, doğal oyunculuğu ile gerçeğini aratmayan bir
Muhterem Nur karakteri yaratmış. Her iki oyuncu da bana göre karakterleri
üzerinde çok çalışmış ve bunu oyunlarına çok iyi aktarmışlar. Timuçin Esen’in
Müslüm Gürses şarkılarını kendisinin yorumlaması Türk sinemasında çok ender
karşılaştığımız bir durum, kutluyorum.
Senaryosundan, yönetimine, kostümünden, dekoruna, ışığından
kurgusuna ve müziğine kadar birçok alanda emek verilmiş, titizlik gösterilmiş
bir film “Müslüm”. Hak ettiği değeri görmesi dileğiyle…
Seyfettin BABATKonuk yazarımız hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayınız
“MÜSLÜM” FİLMİ ÜZERİNE
Reviewed by Seyfettin BABAT
on
Kasım 03, 2019
Rating:
Ne kadar detaylı ve güzel bir anlatım olmuş.
YanıtlaSilEmeklerine saglik💗
Teşekkürler İnciciğim :)
SilSelam ve sevgilerimle...
Şarkılarını tabii biliyorum ama pek hayranı veya dinleyicisi değildim. En çok da konserlerinde kendini jiletleyenler ve onun da onlara göz yuman tavrı beni irite ederdi. Ancak tabii hayatı bir başarı hikayesi. Filmi izler miyim çok emin değilim 😂
YanıtlaSilİzle izle bence.Duygusal olarak değil profesyonel bakış açısıyla bak.Ben hiç ağlamadan izledim vallahi :)
SilFilmi beğenerek izlemiştim. Çok yerinde psikolojik tespitler var. Özellikle Müslüm'ü bıçaklayan gencin Öidipal karmaşayla irtibatlandırılması aklıma gelmeyen bir tespit oldu.
YanıtlaSilO tespit,benim için de önemliydi.Konuk yazarımız Seyfettin Babat,iyi yakalamış.
SilBen henüz izlemedim Müslüm filmini. O yüzden atlaya atlaya okudum açıkçası. İzledikten sonra tekrar dönüp okumak isterim...
YanıtlaSilİzledikten sonra bakalım neler fark edeceksiniz?Teşekkürler :)
SilOyunculuk iyi, senaryo iyi, şarkılar bamteline dokunuyor. Sizin de belirttiğiniz gibi şiddet sahneleri incelenebilecek ve tahlil edilebilecek derece vurucu. Biraz sert oluşu her yaştan izleyici için izlenmesini zorlaştırıyor. Bir de Freud’un ödipal karmaşasına vurgu yapmışsınız, aynısı şu an oynayan bir dizide anne üzerine uyarlanmış. Benim Tatlı Yalanım dizisinde de daha çok küçükken kızını terkeden annenin savunması, ya ben de anneme benzersem ve kızıma zarar verirsem korkusu... Çok teşekkürler, detaylı yorum için.
YanıtlaSilAnne dizisini de Benim Tatlı Yalanım dizisini de bilmiyorum.Dizilerde bu ayrıntılar varsa ve seyredenler fark edip irdeleyebiliyorsa tebrik etmek lazım.Sizi de tebrik ediyorum.Sevgilerimle...
SilAçıkçası filmi izleyenler çok fazla ağladıklarını söylediğinden arada kaldığım bir film. Duygusal olarak iyi hissettiğim bir dönem izleyebilirim. Teşekkürler canım:)
YanıtlaSilİşin duygusal boyutuna takılmadan izleyebilirsek çok çıkarım yapabileceğimiz bir film diye düşünüyorum.
SilFarklı bir yorumdu benim için... Filmi önyargılı olarak izlemeye başladığımda vay be gerçek ne kadar da farklıymış demiştim... Şimdi sizin detaylı incelemenizi okuyunca bazı taşlar daha da çok yerine oturdu. Yorumunuza sağlık
YanıtlaSilKonuk yazarımız Seyfettin Babat'ın bu irdelemesi benim de çok hoşuma gitti.Teşekkürler canım benim :)
Silİzlemedim, gösterimdeyken vakit ayıramamıştım ama merak ettiğim bir film.
YanıtlaSilPsikolojik ve sosyolojik bakış açısıyla irdelenirse kişilere perspektif katacağını düşünüyorum.
SilTimuçin Esen'in oyunluğu da yadsınamaz.Ben de çok beğendim...
YanıtlaSilmüslüm filmini izlemedim, hatta açıktı kapattım.oyunculukları ve senaryoları iyidir belki bilemiyorum izlermiyim onuda bilemiyorum.Ama inanın bunun gibi hatta bundan daha sıkıntılı bir sürü hikaye var.Ama siz profesyonel bakmısnız güzel bir anlatım olmuş teşekkürler hocam.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim değerlendirdiğiniz için :)
SilMüslüm Gürsesi çocukluğumdan tanırdım. Ama öylesine, arabesk bir şarkıcı gibi. Geçen yıl arkadaşlarla sinemada izledik filmini, ne çok ağlamıştım. Açıkcası filmden sonra saygım daha bir artdı. Hele Muhterem karakterine bayılmışdım. Çok güzel yorum olmuş. Konuk yazara da size de teşekkür ederiz.😊❤
YanıtlaSilİnsanları yargılamadan önce onları anlamaya çalışmak gerek aslında.
SilTeşekkür ederiz biz de :)
Dediğiniz gibi yaşanılan onca şeye rağmen iyi bir başarı öyküsü örneği olmuş Müslüm Gürses. Filmi bende çok beğendim teşekkürler.
YanıtlaSilYorumunuz için ben teşekkür ederim :)
SilBen 2 kez sinemaya gidip izlemiş biri olarak bu yorumu çok sevdim. Teşekkürler (:
YanıtlaSilKonuk yazarımız sinemayla da ilgili olduğu için güzel anektotlar yakalamış.Teşekkür ederiz biz de size :)
Silİki defa izledim bu filmi gerçekten çok güzel anlatılmış ..Ve Timuçin Esen hayran olduğum bir oyuncu sesi de çok iyi olmuş filimde gerçekten ..Emeğinize sağlık çok güzel anlatmışsın gerçekten yeniden izleme gereği hissettim:) sevgiler ..
YanıtlaSilBir de bu bakış açısıyla izle bence de :)
SilSevgilerimle Özlemciğim :))